Yunus Emre Sevgi Haftası, Leiden programı ve Mustafa Yıldız
Tam 30 yıl önce, bu hafta (3-7 Haziran 1991), Hollanda’da ‘Yunus Emre Sevgi Haftası’ organizasyonu yapılmıştı. Hollanda Türk Akademisyenler Birliği’nin organize ettiği, ülkesel etkinliğin açılışı ve ilk programı, Leiden Üniversitesinde olmuştu. Sonra, Delft, Utrecht, Twente Üniversitelerinde yapılan programlarla devam etmiş ve Amsterdam Üniversitesinde son bulmuştu. Söz konusu etkinliği geçen yıl, bu sütunlarda anlatmıştık. Otuz yıl önce organize edilen Yunus Emre Sevgi Haftası programına tekrar değinmemizin iki ayrı sebebi var.
Bu sebeplerden birincisi, etkinliğin 30’uncu yıldönümü olması ve 2021 yılının UNESCO tarafından ‘Yunus Emre, Hacı Bektaş-i Veli ve Ahi Evran Yılı’ olarak ilan edilmesidir. Diğer önemli sebep ise, otuz yıl önce, ‘Yunus Emre Sevgi Haftası’ programının, Leiden bölümünü organize eden, güzel insan Mustafa Yıldız’ın, rahmeti Rahman’a kavuştuğunu, bugün öğrenmiş olmamdır.
Önce, bir kaç cümleyle 1991 yılında organize ettiğimiz etkinliği özetleyelim.
Geçen yıl, “Yunus Emre; Hollanda’ya Hoş Geldin…” başlığı ile bu konuda şu cümlelere yer vermişiz: “… Sıcak bir yaz akşamıydı. Tarihler 3 Haziran’ı gösteriyordu. Leiden Üniversitesi amfisi tarihi bir akşama şahitlik ediyordu. Hollandaca-Türkçe programı, Türkoloji Fakültesi öǧrencisi Cora Smelik sunuyordu. T. C. Kültür Bakanlıǧı’nı temsilen Prof. Dr. Orhan Arslan, T. C. Lahey Büyükelçisi Bilgin Unan, Unesco Hollanda temsilcisi Dick Lageweg, T. C. Rotterdam Başkonsolosu Ali Üstün, Leiden Üniversitesi Türkoloji Bölüm Başkanı Dr. A. de Groot, Marmara Üniversitesi Öǧretim Görevlisi Doç. Dr. Zeki Kuşoǧlu ve Türk-İslam Kültür Kuruluşları temsilcileri salonda yerlerini almışlardı…”
İşte, bu programın alt yapısını hazırlayan, Leiden Üniversitesi Türkoloji öğrencileri başta olmak üzere, öğretim görevlileri, medya ve diğer kurumları davet eden Mustafa Yıldız’dı. Hıristiyan bir din adamının kızı ve Türkoloji öğrencisi olan Cora Smelik ile birlikte, salon rezervasyonu, program kitapçığındaki Yunus Emre şiirlerinin Hollandaca tercümesini yapmıştı. Başkanlıǧını Ünal Ercoşkun (Allah rehmet eylesin) hocanın yaptıǧı ‘Limburg Yunus Emre Korosu’nu, salon dışında Mustafa Yıldız ve arkadaşları karşılamışlardı.
Mustafa Yıldız ile nerede ve nasıl tanıştığımızı kesin hatırlayamıyorum. Annesi, babası ve kardeşleri Zaandam’da ikamet etmekteydiler. Rahmetli babası Hüseyin Yıldız, Zaandam Sultan Ahmet Camii kurucusu ve yöneticileri arasında yer almıştı. Mustafa, Üniversite eğitimi için, Leiden’e taşındı. Türkoloji ile birlikte Kamu Yönetimi bölümünü bitirdi. Leiden’e yerleşti. Den Haag ve Leiden’de çalışmaya devam etti.
Leiden Üniversitesinde, Türkoloji bölümünde üç Mustafa’dan biriydi Mustafa Yıldız. Hocaları arasında Erik Jan Zürcher, Barbara Flemming, Alexander de Groot gibi ünlü isimler vardı. Leiden Türkoloji öğrencileri, kendi aralarında ‘Mağara’ adında bir okuma grubu oluşturmuşlardı. Grubun, Alev Alatlı’nın kitaplarını okuyup, hatta Alev Alatlı’yı Leiden’e davet ederek, kitapları hakkında söyleşi ve konuşmalar yaptıklarını hatırlıyorum.
Mustafa Yıldız’ın, o yıllarda, Hollanda Türk Akademisyenler Birliği’nin, İstanbul, Ankara ve Bursa kültür gezilerine katıldığını, sonraki yıllarda da bu tür organizasyonları Leiden’deki öğrencileri için hayata geçirdiğini biliyorum. Mustafa, bu organizasyonların birinde, aynı zamanda akrabası ve o yıllarda TÜBİTAK’da uzman olan, dostluğumuzun kesilmeden bu yıllara uzandığı İlyas Keskin’le tanışmamıza vesile olmuştu. Mustafa, aynı zamanda, düğünümüzde gelin arabası olan, beyaz Mercedesi kullanmıştı…
Salgından dolayı uçuşların tamamen durdurulduğu günlerdi. Ankara’dan, İlyas Keskin’le yaptığım telefon görüşmesinde, Mustafa’nın tedavi için Ankara’da olduğunu öğrenmiş oldum. Hastalığın ileri seviyede olduğunu da duyunca şoke oldum. Mustafa, Hollanda’ya uçuş yasağı olduğu için, Londra üzerinden geldi. O zaman, telefonda uzun uzadıya konuştuk. Neler yaşadığını anlattı. Sonraki aylarda da görüştük. Tedavinin devam ettiğini, morelinin yüksek olduğunu söyledi. Hatta, Ramazan’dan önce, Hollandacadan Almanyacaya tercüme edilecek kitaplar üzerine konuştuk…
Dün akşam, Mustafa’nın telefonundan “Abim, Mustafa Yıldız Hak’kın rahmetine kavuşmuştur. Hakkınızı helal edin. O, varsa helal etti” mesajıyla acı haberi aldım.
“O’ndan geldik ve yine O’na döneceğiz” ifadesinden başka ne diyebilirim ki. İlahi akıbet tecelli etti.
Güler yüzlüydü. İyi bir insandı. İnsanların gönlünü kırmazdı. Sakin, uyumlu ve çevresinde sevilen birisiydi. Öyle ki, bugün sabah saatlerinde, ortak dostumuz, Kongo Cumhuriyeti Fahri Konsolosu İlyas Keskin’e, çalışma ziyareti için gittiği, Ruanda’da ulaştığımda, Mustafa’nın ani ölümü için, gözyaşlarını tutamadığına şahit oldum. Bu sevginin ifadesinden başka bir şey değildi…
Ruhu şad, mekanı cennet olsun.
FACEBOOK YORUMLAR