Veyis Güngör'ün kaleminden "Amsterdamlı bir genç kızın feryadı: Babamı öldürecekler"

Veyis GÜNGÖR
ABONE OL

Amsterdamlı bir genç kızın feryadı: Babamı öldürecekler

Dün gece, geç saatlerde, telefonuma şöyle bir mesaj geldi:

“YARDIM EDİN! LÜTFEN Covid Hastası BABAMI KURTARIN, iki güne tedaviyi durduracaklar.

FİŞİ ÇEKEÇEKLER. Kendi hijyen hatalarını görmezden gelip, başka bahaneler uyduruyorlar. İki görüşmedir, sevkiyatı yapmak için gerekli olan Epikriz Raporunu vermiyorlar. Babamın ‘beni buradan alın, Türkiye’ye götürün’ sesleri hala kulaklarımda çınlıyor”

Bu satırları, bir süre önce Kovid-19 hastalığına yakalanan ve Amsterdam’da tedavi gören Selim Selahattin Kandaz beyin kızı, Müberra Kandaz yazmış. Kendi soyal medya hesabında da paylaşmış.

Müberra Kandaz, aynı zamanda, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Lahey Büyükelçisi Şaban Dişli ve Amsterdam Başkonsolosu Engin Arıkan’ı da bu mesajından haberdar etmiş.

Mübarra’nın isteği çok açık ve net. Tedavi sonuç vermemiş. Babasının Türkiye’ye götürülmesini istiyor. Bu, aynı zamanda babası Selim Selahattin Kandaz’ın da isteği.

Ancak, hastanın Türkiye’ye götürülmesi kolay olmuyor.

Hasta yakınlarının, önce hastane doktorundan Epikriz Raporu almaları gerekiyor. Bu raporla, Amsterdam Başkonsolosluğuna başvurulup, hastayı Türkiye’ye götürmek istedikleri beyan edilmeli. Rapor, Türkiye Sağlık Bakanlığına ulaştırılıyor. Nakil işine, Bakanlık karar veriyor.

Bu süreci aile biliyor. Ancak, hastane doktoru ile yapılan görüşmelerde, doktor söz konusu Epikriz Raporunu vermeye yanaşmıyor. Rapor olmayınca, diğer işlemler de yapılamıyor.
Amsterdam Başkonsolosluğumuz olayı ciddiyetle takip ediyor. Aile ile sürekli temas halinde. Acaba hastane doktoru ile bir görüşme oldu mu, bilmiyorum. En azından, doktorun söz konusu raporu vermemesinin gerekçesi ögrenilebilir. Konu, bir vatandaşımızın hayatı. Vatandaşının sağlık durumunu takip etmesi ve öğrenmesi de Başkonsolosluğun hakkıdır. Öyle ki, aile efradından gelen bilgilere göre, Selim Selahattin Kandaz bey kovid hastalığını hemen hemen atlatmış, ancak hastane ortamında vücuda başka bir mikrop bulaşmış. Şimdi  vücud bu mikropla mücadele ediyormuş.

Elbette, hasta hakkında en iyi değerlendirmeyi hekimler yapacak, en doğru kararı onlar verecektir. Ancak, hem hastanın kendisi hem de yakınları tedavinin Türkiye’de devam etmesini istemeleri ve hastane doktorlarının ısrarla hayır demeleri oldukca düşündürücü. Zira, sayın Kandaz, iki hafta önce Amsterdam’daki bir Türk Kuruluşu başkanına gönderdiği WhatsApp mesajında, “Hastanede yoğun bakımdayım, bayıltıp entübe almak istiyorlar. Türkiye’ye gitmek istiyorum dedim, seni bırakmayız diyorlar. Konsolosluğa bildir…” diyordu.  
Şimdi, bıcak kemiğe dayandı. Kaç haftadır, doktorlarla yapılan görüşmeler ve değerlendirmelerden bir sonuç alınamadı. Aile, Ekipriz Raporunu istemesine rağmen, verilmedi. Son görüşmede, iki gün daha tedavi devam edecek, vücud cevap vermezse, fiş çekilecek, yani Selim Selahattin Kandaz ölüme terkedilecek.

Tek çare, artık Türk yetkililerin yapacakları son bir hamleye kaldı. Yetkililerin, Amsterdamlı bir genç kızın, feyadını duyacaklarından şüphemiz yok. Ki, gerek Türk Dışişleri Bakanlığı gerekse Sağlık Bakanlığı yetkilileri olayın üzerine gidiyorlar.

Uzun yıllar, Türkler için Danışma Kurulu (IOT) ve Amsterdam Türk Danışma Kurulunda başarılı çalışmalar yapan Selim Selahattin Kandaz’ın sağlığına kavuşmasını dilerim. Allah, bütün hastalarımızın yar ve yardımcısı olsun.